MEŞE ADASI' NDAKİ PARA ÇUKURU 3. BÖLÜM |
Orada olduğu biliniyor fakat çıkarılamıyor
Harold Wilkins’in, 1669 tarihli Kidd-Palmer haritalarından biri. Adı konmamış, çarpıcı bir biçimde Oak Adası’na benzeyen bir adayı gösteriyor.
Kaptan Kidd 1701’de asıldı. Sonradan halkın gözünde baş korsan haline geldi. Alttaki resim bir mağara hazinesinin gömülüşünü denetlerken gösteriyor. Birçok kişi para çukurunda saklanan hazinenin Kidd’in rivayet edilen gömütü olduğuna inandı.
Frederick Leander Blair
Oak Bilmecesinde Kördüğüm…
Oak Adası’ndaki para çukurunun ardındaki dâhi mühendis kimdi? Oraya neyi, niçin gömdü? Yıllarca süren araştırmalarda hep gizemin çözüleceği sanıldı. Ama gözden kaçan çok önemli bir nokta vardı…
DANIEL MCGINNIS’İN 1795’te tesadüfen para çukurunu bulmasından başlayarak, gömülü hazineyi bulma çabaları sürdürüldü. Hazineyi kimin gömdüğü ile ilgili birçok düşünce öne sürüldü. Bir İnka kabilesinden tutun da, İskandinav göçmenlerine kadar birçok varsayım ortaya atıldı. En garip teori ise, para çukurunda Francis Bacon’ın el yazmalarını gizlediğiydi. Öyleki, bu el yazmaları Shakespeare’in oyunlarına kaynak oluşturmuştu.
Yinede, gömü işi için en gözde adaylar korsanlardı. Söz konusu korsan, adı hiç duyulmamış biri olabileceği gibi, ünlü korsan kaptan William Kidd’de olabilirdi.
Korsanlardan kuşkulanılıyor
Bu düşünce hiçte şaşırtıcı değildi. Korsanlarla defineler arasında zaten alışılmış bir ilişki vardır. Bu arada, ilk bakışta olayın korsanlarla olan ilintisi belliydi. Nitekim, durumla ilgili küçük bir belirti bu yöndeki kuşkuyu kuvvetlendirdi. Sık sık adı geçen (eğer doğru tanımlanmışsa) hindistan cevizi lifleri Doğu ya da Batı Hint adalarından elde edilirdi.
Buraları, korsanların o dillere destan akınlarını yaptıkları yerlerdi. Nova Scotia ise, korsan yollarından çok uzaktaydı. Ama İngiliz yağmacılarının Atlantik kıyılarında dolanmamaları için bir neden de yoktu. Korsanlar İspanyol gemilerini avlamışlar ve Karayipler’deki kentleri ele geçirmişlerdi.
Kaptan Kidd ve para çukuru
Zorluk yaratan bir başka sorun da bu korsanın kim olduğuydu. Kaptan Kidd, 1701’de, Wapping’de asılmıştı. O günden sonra adı bütün define öykülerine girdi. Aynı zamanda, Kidd adı ve esrarengiz Oak Adası garip bir şekilde birlikte düşünüldüler.
Garip haritalar
1935’te İngiltere’de Kaptan Kidd ve İskelet Adası adında bir kitap yayımlandı. Kitabın içinde adanın bir haritası ve haritada bazı ok işaretleri vardı. Kitabın yazarı Harold T. Wilkins’e göre, haritayı yaparken ünlü Kidd’ in planlarından yararlanmıştı. Bu planlar bir süre öncesinde Hubert Palmer adında bir korsan kalıntıları koleksiyoncusunun eline geçmişti. Üçü, sandıklarda gizlenmiş olmak üzere dört plan bulundu. Biri ise meşe ağacından yapılma bir yazı masasında ele geçti. Bir yazı masası belli ki gerçekten Kidd’den kalmaydı.
Planlar, kimi ayrıntılı, kimi kabaca olmak üzere hepsi adsız bir adadan söz ediyordu. Üzerlerinde birtakım işaret ve yazılar vardı. (Ada hep aynı ada olduğu halde, bunlar tam bir tutarlılık içinde değildi). Bunların arasında ”W.K” harfleri, “Çin Denizi” ve “ 1669” tarihi vardı. Bu Kidd-Palmer planları, uzmanlar tarafından 17. yüzyıl belgeleri olarak kabul edildi.
1947 yılından bir fotoğrafta Para Çukuru’nun girişi
İki meraklı daha
Planlarda resmedilen ada ile Oak Adası arasında çarpıcı benzerlikler görüldü. Yalnızca “Çin Denizi” olmaması gereken bir yerdi. Fakat bunun hem kırmızı bir ringa balığı türü anlamına geldiği, hem de Fransızca da “meşe”nin karşılığı olan “la chêne” ile ilgili bir kelime oyunu olduğu ileri sürüldü. Bu benzerlikler sonucunda Gilbert Hedden adında biri ortaya çıktı. Gilbert Hedden, Wilkins’in kitabını okumuştu. 1937’lerde Oak Adası üzerine bir araştırmaya girişti. Hedden’le birlikte Wilkins’in orijinal planlara dayanan taslağı, şu yönlendirmeleri içeriyordu:
18 B ve 7 D Kayadan
30 GB 14 K Ağaç
7’ye, 8’e, 4
Hedden, Wilkins’in kitabını alarak para çukuru çevresindeki alanın keşfine çıktı. 50 ayak kuzeyde bir granit parçasına ulaştı. Frederick Blair’e bundan söz ettiğinde, yaşlı Oak Adası meraklısı, benzer bir taşa 40 yıl önce Smith’s Koyu’nda rastladığını hatırladı. İki adam bu taşı buldular. İkisi de benzer bir şekilde delinmişti. Taşlar arasındaki mesafeyi adımladılar. Yaklaşık 140 yarda idi. Wilkins’ in kitabı ile bu bilgi arasında bir ilişki kurmak istediler (Wilkins’in kitabında 18 B ve 7 D). Yirmi beş rod adımladıklarını hesapladılar (1 rod: 16,5 ayak).
Frederick Leander Blair
Bu harita, Wilkins’in “Kaptan Kidd ve İskelet Adası” kitabından alınmadır. Bu harita bir maden arayıcısı olan Gilbert Hedden’i iskelet Adası’nın Oak Adası olduğuna ve bu adada muazzam büyüklükte bir hazine gömülü olduğuna inandırmıştı. Fakat harita, Wilkins’in hayal gücüne dayanmaktadır ve hakiki Kidd-Palmer planlarına çok az benzemektedir.
Haritadaki ada, Oak Adası
İki araştırmacı daha sonra para çukurundan başlayarak 18 rod ve Smith’s Koyu’ndan itibaren 7 rod adımladılar. Plandaki yönlendirmeye uyarak, bu noktadan güneybatıya 30 rod ölçtüler. Orada, sık çalılıkların altında, üçgen biçiminde dizilmiş kum taşları gördüler. Üçgenin bir kenarı 10 ayak uzunluğundaydı. Tabanındaki taşlar bir ark şeklinde dizilmişti. Kabaca bir “sextantı” andırıyordu. Kavis çizen arktan bir ok biçiminde bir dizi taş çıkıyordu.
Üçgenin tabanından çıkan bu taş dizisi 14 ayak boyunda uzanarak üçgenin zirvesine varıyordu. Ok kuzeyi gösteriyordu. Yani para çukurunun bulunduğu yeri. Bununla birlikte Hedden ve Blair üçüncü satırda yazılanlara bir anlam veremediler. Fakat emindiler. Kaptan Kidd’in adası ile Oak Adası kuşkusuz aynı adaydı.
Bu harita, Wilkins’in “Kaptan Kidd ve İskelet Adası” kitabından alınmadır. Bu harita bir maden arayıcısı olan Gilbert Hedden’i iskelet Adası’nın Oak Adası olduğuna ve bu adada muazzam büyüklükte bir hazine gömülü olduğuna inandırmıştı. Fakat harita, Wilkins’in hayal gücüne dayanmaktadır ve hakiki Kidd-Palmer planlarına çok az benzemektedir.
1960’lardan 2 fotoğraf
Efsanevi ada
Bu keşif Hedden’i iyiden iyiye inandırdı. Hatta bunu Wilkins’le konuşmak üzere İngiltere’ye gitti. Wilkins, keşfi duyunca çok şaşırdı. Çünkü haritayı kafadan çizmişti. Harita gerçi Kidd-Palmer planları üzerine kuruluydu ama, Wilkins, Palmer’e planları bir an için göstermişti. Böylece Wilkins, planlardan ikisinin ayrıntılarına bakma fırsatını bulamadı, öyleyse Wilkins, Hedden’in Oak Adası’nı bulmasını sağlayan bilgileri nereden bulup çizimlerine ekledi? Daha sonraları Hedden haritayı bastırdığında, onun doğrudan kendi hayal ürünü olduğunu kabul etti. Palmer’ın orjinal planlara bakma isteğini reddettiğini belirtti. Oak Adası’na gelince onu hiç duymamıştı. Krokisini dahi görmemişti.
Aslına bakılırsa, Atlantik’i bile henüz görmemişti. Ama diğer yandan yine de hayalinden yarattığı adanın Oak Adası’na çok benzediğini kabul ediyordu. Hayal ürünü ipuçlarının gerçeklerle bazen uyuştuğunu ve bunun Hedden tarafından kanıtlandığını da kabul etmek zorunda kaldı. Hedden, Oak Adası’na dönmek üzere artık İngiltere’yi terk etmeye hazırlanıyordu. Wilkins ise, Kaptan Kidd’in ruhunun kendisine geçtiğine iyiden iyiye inanıyor gibiydi.
Definenin planları mı
Olayın karmaşıklığı, Rupert Furneaux, Wilkins bilmecesine yanıt buluncaya kadar sürdü. Kitabının adı Para Çukuru ve Oak 1 Adası’nın Gizemi idi (1972). Furneaux, Wilkins’in Hedden’e yalan söylediğini yazıyordu. Wilkins aslında Nova Scotia’lı biri ile mektuplaşıyordu. Bu kişi 1912’de Mahone Koyu’nun 24 km kuzeyindeki bir adada, tesadüfen taşlar arasında planları içeren bir kutu buldu.
Planlar şu anda kaybolmuş ya da saklanmış olabilirdi. Fakat bunları gören bir kişi, ezberinden, planlarda görünen adayı Furneaux’a çizebilmişti. Furneaux, bu adın 0ak Adası için kullanıldığını biliyordu. Bu ad, bir zamanlar İngiliz Deniz Kuvvetleri hidrografı Joseph Frederick Wallet Des Barres’in 1773’de Mahone Koyu’nun planını çıkarıp Oak Adası’na verdiği addı.
Korsanlar hazine saklamazlar
Para çukurunun ve onun özenle korunmasının, korsan işi olduğuna dair var olan iddialar, Furneaux için alay konusu oldu. Her şeyden önce korsanların derine sandıklarını gömmek için yer aramaları kurgudan başka bir şey olamazdı. Bu düşünce, genel olarak korsanların günü gününe yaşam anlayışlarına tümüyle aykırı düşüyordu.
Korsan tayfalarına pay hesabına göre, kesin ödeme yapılırdı. Bütün denizciler gibi onlar da çeşitli zorluklarla elde ettikleri paraları seferden sonra, dilediklerince harcamak isterlerdi. O halde bir daha yakınından bile geçmeyecekleri uzak bir adaya hazine saklamak için kaptanlarına niçin yardım etsinlerdi? Bu yaklaşım Furneaux’a ait bir varsayımdı, ama anlamlı bir yaklaşım oldu.
Gilbert Hedden ve Frederick Blair tarafından Harold Wilkins’in haritasındaki direktiflere uyarak çizdikleri yoldur. Bu sık çalılıkların altında kuma döşenmiş taşlar, üçgenin keşfedilmesine yol açmıştır. Taş üçgenin içinde doğrudan para çukuruna yönelmiş bir ok vardı (en üstte).
Ancak bir mühendis yapabilir
Bunun da ötesinde, planlanması bu kadar parlak, gerçekleştirilmesi bu kadar usta işi olan bir projenin, korsanlar gibi ayaktakımı insanlara yakıştırılması Furneaux’a göre gülünçtü. Furneaux’un danıştığı bir uzmana göre, açılan tünel, disiplinli 100 adamla üç vardiya halinde ancak 6 ayda tamamlanabilirdi. Onları böylesi yıpratıcı bir çalışmada yöneten ise, çok iyi eğitim görmüş, deneyimli bir mühendis olmalıydı.
Son olarak meşe ağaçlarıyla ilintili olarak, daha önce sözü edilen yapılış tarihi gündeme geldi. Eğer Furneaux haklı idiyse korsanların bu konuda lafı bile edilemezdi. Çünkü bu işi kim yaptıysa Des Barres’in planını görmüş olmalıydı (Öyleyse para çukurunun yapılışı 1770’lerin ortasından sonra başladı). Oysa, bu sıralarda korsanların Karayipler ve Atlantik kıyıları boyunca kurdukları egemenlik günleri geride kalmıştı.
En önemli ipucu
Bu nedenlerle, eğer korsanların para çukuru ile ilgileri yoksa, çukuru kim, nasıl, niçin yaptı? Furneaux’a göre yapılış tarihi, en önemli ipucuydu. Söz konusu tarihi kesin olarak ortaya çıkarmak için de dâhice bir yöntem geliştirdi. Şöyle düşündü: Esrarengiz plancının karşılaştığı sorunlardan biri, adanın iç kısmında Smith’s Koyu’ndan, para çukuruna doğrudan ulaşabilmek için, tünel kazıcılarının düz bir çizgide ilerleyebilmeleri olmalıydı. Bu çizgi gerçek doğu-batı çizgisinin 14° güneyinde idi. Tabii ki, Furneaux’a göre muhtemelen loş bir ışık altında yeraltının derinliklerinde çalışan adamlara pusulanın kesin bir yönü (batı) verilmiş olmalıydı.
Eğer böyleyse, o tarihte kuzeyden batıya manyetik sapma 14° olmalıydı. Nova Scotia için manyetik değerler 1750 yılına kadar uzanıyor. Daha önceki dönemler için ancak tahminlerde bulunuluyor. Oak Adası’nın bu özel manyetik sapmayı yaklaşık 1611’de kaydettiği sanılıyor. 1780’de de böyle olduğu hemen hemen kesin olarak düşünülüyor.
Savaş paraları
1780’de bir hazineyi kim Oak Adası’na gizlemiş olabilirdi? Bu sorunun cevabı o yıl, Oak Adası’nı çevreleyen dünyada yatıyordu. Amerika’daki Britanya kuvvetlerinin başkomutanı General Sir Henry Clinton, New York’ taki karargâhına iki yıl önce yerleşmişti. Atandığı 1778 yılı, Fransa’nın sömürgelerin yanında savaşa giriş yılıydı. O yıl, New York’ un Fransız donanması ile Washington ordularınca tehdit edildiği dönemdi.
New York’u boşaltmak zorunda kaldığında, Clinton’un geri çekilme noktası, Oak Adası’nın yaklaşık 64 km kuzeyindeki Halifax idi. Furneaux şöyle bir soru sordu: Bu korkulu yıllarda Clinton’un büyük meblağlartutan savaşın yürütülmesi için gereken paraların bir kısmını emin bir yere saklama düşüncesinde olabileceği mantiki değil miydi? Eğerböyleyse Halifax’a geri çekilme sırasında, Mahone Körfezi’nde yol üstü’ndeki bir ada bu iş için uygundu. Üstelik Clinton’un dostu ve meslektaşı JohnMontresor, birkaç yıl önce Mahone Körfezi’nde incelemelerde bulundu. Belki de söz konusu yeri Montresor önerdi.
Hazine çıkarılmış olabilir
Dolayısıyla bu teoriye göre, 1780 civarında bir tarihte, ender rastlanan bir dehaya sahip meçhul bir mühendis yönetimindeki Britanyalı bir istihkâm bölüğü, Oak Adası’na indi ve büyük bir iş başardı. Nesiller boyunca define avcıları için buradan çıkan anlam şudur: Eğer hazine oraya yerleştirildiyse, saklayanlar tarafından yeniden çıkarılmış olabilir. Çünkü Clinton’un İngiltere’ye döndüğünde kaybolan birkaç milyon hakkında açıklama yaptığına dair bir kayda rastlanmıyor.
Eğer para çukurunun kusursuz bir akış düzeni varsa, hazine saklandığı yerden nasıl geri çıkarıldı? Yıllar boyu araştırmacılar boşuna suyun çıkış noktalarını aradılar. Su çıkış noktalarını, planlayıcının, geri döndüğü zaman suyu kapayabilmesini sağlamak amacıyla yerleştirdiği düşünüldü. İşte kör geçit, Furneaux’ya göre, para çukurunun ta kendisiydi. Ona göre para çukuru ve tüneller kazıldıktan sonra (fakat birleştirilmeksizin), tünelin bir ya da daha fazla kolu çukurdan dışarı ve yukarı doğru çıkıyordu. Yukarıya çıkan bu tünellerin ucunda, toprak yüzeyinin biraz altında hazine gizliydi.
Sonra para çukuru doldurulmuş, su tünelleri bağlanmış, hazine de orada tümüyle güvenceye alınmıştı. Hazinenin yerini ancak, tam olarak bilen kişi bulabilirdi. Başka herkes çukurun bataklığı içinde debelenip duracaktı.
Çözümlenecek mi?
Bilmeceye bulunan bu çözümün, belli bir ağırlığı olduğu kabul edilebilir. Fakat aceleye gelip onaylanmadan önce, bütün belirtilerin göz önüne alınıp alınmadığı sorusunun yanıtıdır. Örneğin 1849 ve 1897’de yapılan delik açma işlemleri sırasında bulunan metal parçaları nasıl açıklanabilir? Üzerinde “V.I.” yazan, cesaret kırıcı parşömen parçasının anlamı nedir?
Sonuçta, para çukuru ve Oak Adası, gizemini hâlâ koruyor. Çağdaş defineciler, burayla ilgilenmiyorlar, belki de gereksiz buluyorlar. Ama geçmişten kalmış bir meraklının her an ortaya çıkıp yeni kazılara başlaması da mümkündür. O zaman, Oak Adası’nın ve para çukurunun adını yeniden duyacağız.
1778’den 1782’ye kadar Britanya kuvvetlerinin Amerika’daki başkomutanı Sir Henry Clinton’un (üstte) para çukuru konusunda muhtemelen bir sorumluluğu var. Bir teoriye göre, Clinton mühendislerine ve istihkamcılarına savaş fonlarının bir kısmını kendi koruması altında tutmak amacıyla gizli bir yerin inşası için emir verdi (altta).
Turistler, para çukurunun, tünellerin dibinde bulunduğuna inandıkları bir servet için nesiller boyu araştırmalar yapan umutlu kazıcıların ve paranın etrafındaki sırrın öyküsünü dinliyorlar.
Kuşbakışı bir fotoğrafta Oak Adası’nda Para Çukuru’nun bulunduğu yer
2010 yılından bir fotoğrafta Para Çukuru’nun girişi
Oak Adası’nda hazine peşinde yaşamını yitirenler
ŞİMDİLİK ARAYIŞ BİTTİ